devlet kurumu

İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü

Şişli, İstanbul

(5)

İletişim bilgileri

Adres: Gayrettepe Hizmet Binası Şişli, İstanbul Haritayol tarifi

Telefon: +90 (212) 214-4010 ara

Hakkında

İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü: İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü İstanbul, Şişli ilçesinde devlet kurumu, istanbul emniyet müdürlüğü, kurum, devlet kurumu. İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü, İstanbul, Şişli ilçesinde yer alan devlet kurumu. Bu mekan toplam 2 oy üzerinden 5 yıldız aldı.

Soru & Cevap:

İstanbul Asayi̇ş Şube Müdürlüğü'nün kayıtlı olduğu kategoriler:

  • devlet kurumu
  • istanbul emniyet müdürlüğü
  • kurum
  • devlet kurumu

Konum

Bu bölümde İstanbul Asayi̇ş Şube Müdürlüğü'nün haritadaki konumunu, varsa sokak görünümünü ve uydu haritasını görebilirsiniz.

İncelemeler

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
İLGİLİ MAKAMA

Zulme sessiz kalmak zalimin yanında yer almaktır
Telegram terörü
Ben Hüsameddin Alper ,TC NO : 56233674174 İSTANBUL, doğumlu, İstanbul ili, Fatih ilçesi, İskenderpaşa Mahallesi, cilt no : 0035 , Aile sıra no: 01377 Sıra No: 0002 da nüfus kayıtlı, Cibali Anadolu Erkek İmam Hatip Lisesi nde okumaktayım. T.C. uyruklu İskenderpaşa Mah. Feyzullah Efendi sk. no: 30/14 uğurlu Apt. Fatih/İSTANBUL da ikame etmekteyim.
KOMŞUMUZ KENDİSİ MİT MENSUBU İsthbaratçi İDEA EDEN

GİYASETTİN VARDARLI TC 52243143532 Bedriye, Kemal, Üsküp

1962, Feyzullah Efendi Sk. No:30/12 İskenderpaşa Mah. FATİH'ta ikamet

eden Kanun Dışı olarak Polis İstihbarati ile beraber bize Zihin Kontrolü Telegram ve

MK Ultra Projesi ve tele kulak Projesi mağduruyuz . Tehdit, hakaret ve rahatsız

edilme, yasal olmayan elektromanyatik dalga ile beynimizi kontrol etme lazer

elektromanyatik silahı kullanarak bana ve aileme hatta benim 8 yaşındaki kız

kardeşime bile bu silahla eziyet etmektedirler. her gece akşam saat 20:00 dan

sabaha kadar nerede oturursak lazer elektro şok elektromanyatik titreşim kafamıza

gönderek işkence etmektedir. Nerede oturduğumuzu lazerle tesbit ederek bize

elektromanyatik dalgalar hatta radyasyon dalgalar bile göndermektedir. gece

görünüşlü durbunla istediği nokyaya işkence edebilmektedir. babamı hasta etti, 8

yaşında kız kardeşim de işkence etti hata raporumuz var, annemi de çok rahatsız

ederek lazer elektroşok elektrik vererek cinsal organına göğüse, başına işkence

etmektedir. babamı kopay olarak kullanıyorlar.

VÜCUDUMUZUN HER TARAFINDA ÇİPLER YERLEŞTİREREK üzerimizde MK
ULTRA ZİHİN KONTROLU kobay olarak deneme ve gösteri sahası yapmışlardır.
BİZİ KOBAY OLARAK KULLANARAK BU PROJEYİ (FAS, LİBYA, İRAK, OMAN,
SUUDİ ARABİSTAN VE EN SON CEZAİR) DIŞ İSTİHBARAT'A PAZARLADILAR.
biz size ne yaptık allahtan korkmuyor musunuz ? suçumuz nedir bize izah eder
mısınız ? Bize işkence yapana ve yaptırana allah c.c 'E HAVALE EDİYORUZ .
biz ne yaptık bu işkenceyi bize yapıyorsunuz ? sizin çocuklarınız yok mu ? yeter bu
kadar işkence merzapayoğlu mk ultra zihin kontrolü işkencesi hapishanede gördü biz
evimizde aynı işkence ediyorsunuz sorabilirsiniz niye bu şekilde diyorum çünkü sizin
mensubunuzu bize işkence ediyor . sizin C bloktaki mk ultra ve ufolar birimizi
komşumla birlikte işkence ediyorsunuz
BASKI ZİHİN KONTROLU ELEKTRIK ELEKTROMANYATİK SİLAHİ İLE POLİS MİT MAFYA İLİŞKİSİ BÜYÜK BİR İŞKENCEYE MARUZ KALIYORUZ.
BAŞBAKAN SARAF İŞ ADAMI KURTARMAK İÇİN SAVCİ DEĞİŞTİRDİ GÜCÜ VAR BİZ NORMAL VATANDAŞIZ ALLAHTAN BAŞKA KİMSEMİZ YOKTUR.
MK ULTRA ZİHİN KONTROLU BİRİMİ MAKEDONYA GRUBU ADLANDIRAN HİPNOZU ZİHİN KONTROLU İYİ BİLEN MİT MAFYA BABASI OLAN GİYASETTİN VARDARLI İLE BİZE UYGULANMAKTADIRLAR. KENDİ TELEFON KONUŞMALARINA BAKIN ANLARSANIZ . SİZDEN BİR RİCAMIZ EVİMİZDE LAZER, TİTRİŞİM, ELEKTROMANYATİK TESBİT CİHZI MONTE EDİN VE BAKIN NASIL BİR İŞKENCEYE MARUZ KALIYORUZ. ALLAHA HAVALE EDİYORUM. MİT CİNLAR BİLE ÜZERİMİZDE DENİYORLAR . YAZIKLAR OLSUN

Ben yukarıda belirtiğim adreste yaşamaktayım İsthbarat MK ULTRA ZİHİN KONTROLU BİRİMİ istanbul emniyet müdürlüğü c blok kat : 2 Benim şüpheli İsthbatraçi komşum Giyaettin VARDARLI’yı İLE birlikte Bana kız kardeşime anneme ve babama Zihin Kontrolü uygulayarak bizim psikolojik savunma mekanizmalarımdan mahrum bırakılıp, sahip olduğumuz inanç ve düşünce yapısı sarsıldığında ikna ve telkine açık hale getirilmiş olmaktadır. Beynimi yıkama seansları, elektromanyetik dalgalar ve hipnoz gibi yöntemler uygulanmaktadır. Amaç, İsthbaratta bulunan zihin kontrol projesini üzerimizde denemek, Bizim sahipsiz oldugumuzu, kolayca bu projeyi gercekleştirebileceklerini düşünerek komşumuz bizi İsthbarata satmıştır. Benim uzaktan kontrol altına alınmaya çalışıldığını, Bana Sorgulama bile yapabildiğini aklımın sağlığını yitirdiğimi, Komşumuzun evinden her gün belirli saatlerde elektromanyetik dalgalara maruz kaldığımızı ve böylece ruh halim bozmuşlardır. Beni ve ailemi tehdit, korkutmak ve manipülasyonlar yaparak denetim altına almak ve psikolojik baskıya yönlendirmek istemişlerdir.
Her zaman Tehdit, hakaret ve rahatsız edilme, yasal olmayan elektromanyatik dalga ile beynimizi kontrol etme geceleri lazerle bilemediğimiz elektromanyatik silahla elektroşok ile bize işkence etmektedirler parmaklarımı ve ellerimi karıncalandırıyorlar, kalbimin atışının yükselmesi.Yine son zamanlarda parmaklarımı ve ellerimi karıncalandırıyorlar, bazen onları hissedemiyorum. Ve yine hafızam köreltiliyor, olayları hatırlayamıyorum, ayrıca mantıklı düşünme kabiliyetimi de kaybediyorum. tubitakta tasarlanmış yeni işkence silahları bizim üzerimizde deniyorsunuz.
Elektromanyetik alana maruz kalan vücudumuz emdiği enerji sebebi ile baş ağrısı, göz yorgunluğu, aşırı halsizlik, bitkinlik ve uykusuzluktan şikayet etmekteyiz. Hafiza kaybı ve davranış bozukluklarına, Solum yollarını denetleyerek konuşma bozukluğuna, Birşey yaparken dirseklerin dürtüklemesi ve işime engel olma, Cinsel bölgede kaşıntı ve titirme orgazm şiddetli ağrı hisetme, Kullak çinlama, Çenede titreme, Dişleri tıkırdatıyor, Sırtımtaki büyük kaslarda kasılmalar, Birşey yaparken dirseklerin dürtüklemesi ve işime engel olması, Yaptığım işler sırasında omuzlarımız ve kollarımız zorlayarak birkaç kazaya neden olmuştur. Bacaklarda ağrı gereksiz hareketlenmesi sağa sola sollanması ve aşırı sertleşme, Bana hipnoz yaparak konsantrasyon gücümü zayıflatıp, bana yapılan telkinlerde beynimi bozma, LSD psikokimyasal bir madde vererek , düşünme ve davranişlarımı bozma, Beynime elektrik akımı vererek biyolojik bir baskı ve taciz etme, Sunî korku oluşturulması ve zihin kontrolü, öfke, acı, kaygı, küçümseme, umutsuzluk, şiddet, sıkıntı, kıskançlık, hayâl kırıklığı, üzüntü, suçluluk, nefret, pişmanlık, dargınlık, üzüntü, utanç, aldırışsızlık, kızgınlık, acıma, hiddet, hasret, kin ve şiddet gibi tacizleri, Vücuduma gezinebilir küçük bir EDOM jeneratör-verici kullanmışlar insanla en küçük bir temas esnasında –sıradan bir el sıkışma ve hatta sadece bir dokunma- dokunan kısa bir süre için zaman algılamasını bozacak küçük bir elektronik yükü ve son derece hızlı bir sinyal tonu nakletmiştir.Üstelik, mazlumun duası da makbuldür.
Mazlumun bedduasından' sakınınız. Çünkü onunla ALLAH (c.c.) arasında perde yoktur.
Rabb'imizden şöyle rivayet ediyor:
"Ey kullarım! Zulmü kendime haram kıldım. Aranızda da onu size haram kıldım. Zulmetmeyiniz.”
"Onunla ALLAH arasında perde yoktur" demek, yâni o bedduaya mani olacak bir engel yoktur, öyle ise mazlum, asi de olsa, duası makbuldür.
Peygamber {a.s) buyuruyor ki:
"Günahkâr da olsa mazlumun duası makbuldür. Onun günahı kendine aittir.”
Bu hadis-i şeriften şu hükmü çıkarmak mümkündür: Mazlum, adeta zulm edene beddua yapıyor ki, ALLAH, dünyâda ondan intikam alarak zalime olan kinini söndürüp kalbine şifa versin. ALLAH dilerse dünyâda iken zalimi cezalandırmak suretiyle mazlumun duasını kabul eder.
ALLAH'ın "Zulüm ve Zalimler" hakkındaki sünnetinden birisi de, onların, âhirette kurtulmayacakları gibi dünyâda da iflah olmamalarıdır.
bunun bilinki
" Milletlerin Kendi Zulümleriyle Helak Olmuştur".Böylece zulmeden milletin ardı kesilirdir.
Halkının haklarını yok yere harcayan, onları, devamlılıktan uzak, sıkıntlı ve perişan bir yaşantıya sürükleyen ve düşmanların istilasına elverişli hale getiren idarecilerin zulmü.
Bu konuda ALLAH'ın şu sözü ne kadar doğrudur.
"(Halkı) zulmeden nice şehri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka bir topluluk getirdik."
Rabb'in, zulmeden şehirleri yakaladığı zaman böyle yakalar. Çünkü onun yakalaması, çok acı ve çok çetindir."
Bir Devlet Küfür İle Ayakta Durur Ama Zulüm İle Durmaz:
"Halkı islah edici kimseler olsaydı, Rabb'in, o şehirleri haksız yere helak edecek değildi."
Kâfir bir devlet adil olabilir. Yâni, kânunları insanlara zulmetmediği gibi, ne insanlar nefislerine, ne aralarında birbirlerine zulmetmezler. İşte bu devlet, küfrü ile beraber ayakta kalır. Çünkü, bir devleti yanlız küfrü sebebiyle helak etmesi ALLAH'ın sünnetinden' değildir. Fakat devlet, küfrüne, yöneticilerin halkına, insanların birbirine olan zulümlerini eklerse durum farklı olur.
Bu konum bozulup kânunlar herkese tatbik olunmayınca, kayırmalar (iltimas) baş gösterince ve hele hakim bunu başlatınca bu, devletin bizzat işlediği ve yardımcı olduğu veya susup mani olmadığı bir zulümdür. Devlet bizzat zulme sarılır ve onu örtbas ederse, artık o devlette helak ve yok oluş sebebi baş göstermiştir. Devlet zamanla yok olur gider. Bu Resulüllah' (a.s)ın bizi sakındırdığı durumdur.
Kânunun tatbikinde iltimas, devletin bizzat yaptığı veya yardımcı olduğu bir zulümdür. Oysa devletin zulmü bertaraf ve mazlumları himaye ederek zalimleri cezalandırması beklenirdi. Zulmün en ağır ve acı olanı da, şeni korumakla yükümlü olandan gelen zulümdür. Zulmün bu ve diğer seni çeşitlerini bizzat devlet uygular veya göz yumar yahut yardımcı pozisyonunda bulunursa, halkın zihninde kötü bir izlenim bırakır, devlet hakkında var olan ümitleri korku ve endişeye dönüşür ve devlete olan güvenleri sarsılır. Ayrıca bu durum onları devleti önemsememeye, idareyi zayıflatmaya, idarenin devamından yana olmamaya ve onu müdafaa etmemeye sevkeder. Daha kötüsü, onları devletin yıkımını, düşman istilasıyla bile olsa yok olup gitmesini isteme gibi bir düşüncenin kucağına atar.
Zulüm, bilfiil devlet eliyle devam eder veya örtbas etmek, bertaraf etmemek yahut görmezlikten gelinmek suretiyle yayılma gösterirse, iş, devleti kendilerine düşman gören insanlarla iş birliği yapıp devleti yıkmak üzere harekete geçen mazlumlara kalır. Bu dediğim, mazlumları tahrik etmek için değildir. Zulmederek onları bu hale düşüren, bu konuda zalime yardımcı olan veya gücü yettiği halde zulme engel olmayan devletin durumunu ortaya koymaya çalışıyorum.
"Zulüm ve cevr (eziyet etme) halkını öldürmek ve göç etttirmek suretiyle ülkeleri harap eder. Artık o yerde bereket kalkar"
Ülkelerin Harab Olması Zulmün Eseridir:
İşte şunlar, zulümleri yüzünden çökmüş, (ıssız kalmış) evleridir. Şüphesiz bunda bilen bir kavim için ibret vardır."
Eğer ALLAH, insanları, yaptıkları (her) haksızlıkla cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı.
Yani, şayet yaptıklarından dolayı insanları cezalandırmış olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar ertelet, süreleri geldiği zamanda bir saat dahi, ne geri kalırlar ne de ileri geçerler, derhal mahvolup giderler”
İnsanların helak edilmesiyle yeryüzündeki bütün canlılar da yok olup giderdi. Fakat ALLAH (c.c.) yumuşak muamele eder, (suçu) örter, belli ve tayin edilmiş süreye kadar bekler. Yâni cezalandırmada acele etmez. Çünkü bunu yapsa canlı namına hiçbir şey kalmaz
Zulüm, ümmetin helakine sebeb olunca, şer'an zalime karşı çıkmak, zulmüne mani olmak, ona boyun eğmemek ve meyletmemek vacibdir. Ümmet ancak bununla içine düştüğü zulmün sebeb olduğu helakten ve hak ettiği cezaya çarpılmaktan kurtulur. Fakat İnsanlar bir zalimi görürler, ona mani olmazlar. Bu sebeble hemen hepsi cezalanır." Yâni, önlemeye güçleri yettiği halde önlemezlerse hemen hepsine umûmî ceza gönderilir. Görülüyor ki, zulmüne mani olunması ve hoş görülmemesi gereken "zalim", zalim idareci ve diğer zalimleri de içermektedir. Tıpkı melakine ve daha başka şeylere sebeb olan azab ve cezanın ümmetin tamamını kapsadığı gibi.
Zulümden uzak kalmak, zalime boyun eğmemek ve ona karşı direnmek... Bütün bunlar, müslüman ferdte olması ve öylece yetişmesi gereken hasletlerdir. Çünkü bunlar, İslami kimliğinin oluşması için zaruri olup müslümanın asli özelliğini ve esas kıymetini ortaya koyan temel vasıflardır.
Zulme düşmek ve zulmün yaygınlaşması gibi ümmeti helake sürükleyen ve (umûmî) cezaya çarptırılmasına sebeb olan davranışlardan korunma yollarından biri de, her nasıl olursa olsun zalimlere meytetmemektir. Ta ki, zulmetmekten aciz ve zayıf kalsınlar. Hele bunlar, bir de zalim idareciler olurlarsa...Çünkü onlar zulmü, ya yardımcıları ve hak sahiplerinin susmaları veya kendilerine meyletmeleri sayesinde yaparlar. ALLAH (c.c.) zalimlere meyletmekten sakındırarak buyuruyor ki: "Sakın zulmedenlere en ufak bir meyil duymayın, sonra size ateş dokunur. Sizin ALLAH'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (ALLAH tarafından da) size yardım edilmez."
Zalime yardım edenler de aynı onun gibi zalim olacakları için zalime yardımcı durumunda olmak caiz değildir. Bütün şekil ve türleriyle zalime meyletmek caiz olmadığına göre, fiili yardımda bulunmak haydi haydi caiz olmaz. Gerçek şu ki, zalim bir idareci avanesinin ve yandaşlarının yardımıyla zulüm yapmaya imkan bulur, yoksa yalnız kendisi zulüm yapmaz. Hangi şekliyle olursa olsun, zalime yardım etmek caiz değildir. Çünkü bu, onu desteklemek, zulmünü icra etmesine müsaade etmek demektir. Bu sebeble, zalim bir idareciye azab geldiği zaman, aynı şekilde (bu zulmü onaylayan) yardımcılarına da gelir. Çünkü onlar da onun kadar zalimdirler. Nitekim Firavun'a gelen azab avanesine de gelmişti.
Firavun'un zulmetmesi, (veziri) Haman ve askerlerinin de buna yardımcı olmalarıdır. Bu sebeble azab Firavun'a inince yardımcılarına da inmişti:
"Biz hem onu, hem de askerlerini yakaladık. Onları denize atıp boğduk."
Her kim, kendine zulmedene beddua ederse, ondan intikamını almış olur. Hadis-i Şerif
Zulümden kaçının. Zira zulüm, Kıyamet günü karanlıklar olacaktır. Hadis-i Şerif
Kimin malı zulüm yoluyla elinden alınmak istenir ve bu yolda öldürülürse, o kimse şehittir.
Kadı zulmetmedikçe, Allah Teâla hazretleri onunla birliktedir. Zulme yer verdiği zaman onu terkeder, artık şeytan onunla beraber olur. Hadis-i Şerif
En efdal cihad zalim sultana karşı hakkı söylemektir. Hadis-i Şerif
Memleketler, mülk ve saltanat, küfür üzerine durabilir de zulüm üzerinde duramaz.”
Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.
Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma.
Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiş ve devletin suçlarından ve zulümlerinden sorumlu olmamış bulunmalarına dikkat ediniz.
Kanunların bittiği yerde zulüm başlar
Demokrasi zalimlerin değil, mazlumların rejimidir.
Ey vicdan neredesin, insanları bırak, zalimlere git; sana asıl muhtaç olan onlardır.
"Her Musa'nın bir Firavunu vardır" derler ama sonunda Firavunlar gider, Musa'lar kalır
Adil bir idarecinin şefkat ve merhameti, adaletli ve hakkaniyetli yönetimi, toplumun bütün bireylerini nasıl kuşatırsa zalim bir yöneticinin zulmü ve haksızlığı da o toplumun tamamını olumsuz etkiler.
Adil bir idare altında olanlar, nasıl yöneticilerine en güzel dilekleriyle hayır duada bulunurlarsa zalim yöneticilerin zulmüne maruz kalmış insanlar da semaya açtıkları elleriyle onları Âdil-i Mutlak olan Allah’a havale ederek layık oldukları karşılığı bulmalarını isterler. Duası makbul olan mazlumun (Tirmizi, Birr, 7) niyazını da Allah karşılıksız bırakmaz. Onun için atalarımız, “zulm ile âbâd olunmaz”, “zulm ile âbâd olanın ahiri berbat olur”, “zulüm payidar olmaz”, “zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var” hikmetleriyle bu gerçeğe işaret etmişlerdir. İşte burada açıklamasını yaptığımız hadis, hem Allah’ın rızasını hem de yönettiği toplumun gönlünü ve hayır dualarını kazanan adil yöneticinin Allah’a en yakın ve O’nun en çok sevdiği kişi olduğunu bildirirken, zulmettiği insanların lanet ve beddualarıyla beraber, emrine isyan ettiği Yaratıcısının gazabını hak eden zalim yöneticinin de en çetin azaba maruz kalacağını haber vermektedir.
hukuki olan bir hükümet, doğal hukukun hükümlerini ihlal ettiği oranda tamamen meşru olmaktan çıkabilir. bu ihlal şekli "baskıdır".
"zulme karşı direnme hakkı"ndan bahsedebiliriz. bu hak kısaca hukukiliği adalete aykırı işlemlerde bulunmak için kullanan yöneticilere itaati reddetmeyi ifade eden bir haktır.
HÜSAMEDDİN ALPER
İmza:
4.1.2014
05396181961


bağcılar topkapı hattında minibüslerden para toplanıyor minübüs sahibi olarak bişey yapamıyoruz bu konuyla ilgilenmenzi rica ederiz hat serin yayla topkapı olarak geçiyo bilginize ve ilginize tşklr